30 Nisan 2017 Pazar

Kitap yorumu:Küçük Prens-Antoine De Saint-Exupéry


Orijinal Adı:Le Petit Prince
Yazarı:Antoine De Saint-Exupéry
Sayfa Sayısı: 105
Çeviren:Cemal Süreya&Tomris Uyar
Yayınevi:Can Yayınları



Küçük prens her yaşa hitap eden bir  kitaptır.Kurgusu çok güzel bir kitap.İçindeki karakterler bana göre bizim hayatımızdaki insanlara ithafen çizilmiş ve yazılmıştır.Bu kitabı okumayan kalmamıştır diye düşünüyorum ama yine de konusuna değinecek olursak.Çölde kalan biri ve kendi gezegeninden ve gülünden ayrılıp bizim dünyamıza gelen küçük prens.Küçük prens bizim Dünyamızı merak etmektedir.Kitapta küçük prens kendi gezegenindeki farklı yerlere gidip farklı insanalar görür.Bizim dünyamıza gelip bir tilki,bir yılan,çölde kalan adam ve güllerle tanışır.Kitap aynı yağmurla gelen mutluluk gibi çok kısa ve bir oturuşta bitirilecek bir kitap.Eğer yapabiliyorsanız kitabın ingilizcesini de okumanızı tavsiye ederim. Kitabın filmi de yapıldı.Filmde çok farklı bir kurguya yer verilmiştir.Ama yinede bazı kitaplardan yapılan filmlerde, film kitabın kurgusuna çok aykırıdır ve hoşumuza gitmez ama bu kitabın filminde oluşturulan kurgu insanı rahatsız etmiyor. 




''İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir.Gerçeğin mayası gözle görülmez.''



〜FİLMDEN KARELER〜


















                                                                   


















































Kitap Yorumu:Yağmurla Gelen Mutluluk-Amber Lynne Johnson

Orijinal Adı:Puddle Jumping
Yazarı:Amber Lynne Johnson
Sayfa Sayısı:174
Çeviren:Filiz Şakar
Yayınevi:Yabancı Yayınevi


Yağmurla gelen mutluluk çok ince bir kitap olup bir oturuşta biten bir kitaptı.Çok akıcı bir kitap olmakla birlikte olaylar birden gelişip bitiyor.Ama yine de güzeldi.Konusuna gelecek olursak.Lilly ve Colton'ın tanışması Lilly'nin kiliseden birkaç çocuğa bakmak için para aldığı bahane sırasında tanışmıştı. Colton çocukken kurallara uyan ve resim çizmeyi çok seven bir çocuktur.Lilly onun aksine çok hareketli bir çocuktur. Colton da asperger sendromu vardır ve çocukken tek arkadaşı Lilly'dir. Fakat bir gün Lilly ve Colton bahçedeyken Lilly'nin başına bir olay gelir ve onda  sonra Lilly ve Colton'un yolları ayrılır. Bir gün Lilly ve arkadaşı bir resim sergisine gider.Fakat Lilly orada Colton'la karşılaşacağından haberi yoktur.Daha devam edersem baya spoiler yiyeceksiniz bu yüzden burada bırakıyorum.Bu kısa kitap zamanınızı geçirmenize yardım olacak bir kitaptır.



Kitap Yorumu:Senden Önce Ben-Jojo Moyes






Orijinal Adı:Me Before You
Yazarı:Jojo Moyes
Sayfa Sayısı:478
Çeviren:Ayşe Görür
Yayınevi:Pegasus Yayınevi

Bu kitap anlatılmaz yaşanır.Bazı kalın kitaplar vardır bazı sahneleri çok gereksizdir ama bu kitabın her cümlesi gerekliydi. Karakterlere geçecek olursak. Louisa Clark çok neşeli bir o kadar rengarenk bir kişiliğe sahipken,Will Traynor geçirdiği kaza yüzünden yatalak kalması sonucunda Louisa'nın tam tersi bir kişiliğe sahip somurtkan biridir.Kitabın konusu ise Will Traynor geçirdiği motosiklet kazası yüzünden yatalak kalmıştır. Louisa Clark çalıştığı kafenin kapanması sonucu işsiz kalmıştır. Will'in bakımı için(yeme,içme,onu eğlendirme,vb. aktiviteler)bir görevli aranır.Ve Louisa buraya başvurur işe alınan Louisa bir zaman sonra Will'in anne ve babasının konuşmasına şahit olur.Ve ondan sonra Will için elinden gelen her şeyi yapar.Peki Will ne kararı verecekti?Ya da Will Louisa'nın ona yaptıklarından sonra bu kararından vazgeçecek miydi?Kitabın son sayfalarında ağladığım ve sinemada da ağladığım doğrudur😊

Senden sonra ben de serinin ikinci kitabı.Ben daha okumadığım için buna yorum yazamayacağım. 


~FİLMDEN KARELER~






*Son olarak eğer hüngür hüngür ağlamak istiyorsanız kesinlikle bu kitabı okumalısınız.



Kitap Yorumu:Kurucunun Kızı- Amy Engel




Orijinal Adı:The Book Of Ivy
             Yazar:Amy Engel             
Sayfa Sayısı:267 
Çeviren:Merve Özcan
 Yayınevi:Yabancı Yayınevi

Yabancı yayınevinin çıkardığı bu kitap beni son 50-60 sayfasında göz yaşlarına boğdu.Konusuna değinecek olursam.Farklı bir distopik konuyu ele alan kurucunun kızının konusu yıllar öncesine dayanan ve etkisi hala süren  iki devlet adamının ABD'de çıkan bir nükleer savaşı sonrasında şehrin kimin yöneteceği konusunda şehir ikiye bölünmüş ve Latimmer'lar ve Westfall'lar arasında çıkan savaşı Westfall'lar kaybetmiştir.Ve bunun sonucunda şehir ikiye bölünmüştür. Baş karakterimiz Ivy'lerin yaşadığı kesimde birçok sorun varken, şehrin Bishop'ların yaşadığı kesimde bu sorunlar sıklıkla olmasa da ara sırada görülür.Savaştan sonra alınan kararla Ivy'lerin yaşadığı bölgedeki kızlar ile Bishop'un yaşadığı bölgedeki erkekler ile kura sonucu evlenmesi kararlaştırılıyor.Fakat tek bir sorun var eğer 2 yıl boyunca kura da adın çıkmıyorsa artık isim silinip başkası yerine konuyor. Her yıl düzenlenen düğünlerde sıra başkanın oğlu ve kurucunun kızına gelmişti. Ivy'nin tek görevi başkanın oğlu Bishop Lattimer'ı öldürmekti.Fakat işler Ivy'nin tahmin ettiği gibi yürümedi. Bishop Lattimer hiç de düşündüğü gibi değildi.Ve işler zorlaştı.İşte bu işlerin zorlaşması ile Ivy ya ailesini dinleyip hayırlı evlat olacaktı ya da Bishop'u seçip ailesi tarafından reddedilecekti. Kitap'ın başları bana göre çok sakince ilerlese de kitabın ortalarına doğru işin içine aksiyon giriyor.

Ve ikinci kitap devrimin kızı.Devrimin kızını daha okumadım sadece 5-10 sayfasına baktım,ki ben yine bu 5-10 sayfada ağladım.Eğer aşk,intikam,savaş,bir de en önemlisi ağlamak istiyorsanız kesinlikle bu kitabı okumanızı tavsiye ederim😊






*Wendy Higgins'in de dediği gibi sonu inanılmazdı ve kimsenin tahmin edemeyeceği bir sondu.







                                              
                                                                                                                                                      
                                                        







29 Nisan 2017 Cumartesi

Kitap Yorumu:Yakut Kırmızı-Kerstin Gier


Orijinal Adı:Rubinrot-Aşk Tüm Zamanların İçinde Geçer
Yazarı:Kerstin Gier
Sayfa Sayısı:342
Çeviren:Firuzan Gürbüz
Yayınevi:Pegasus

                                
 Bu kitabın kurgusu da çok güzeldi.En azından diğer distopik kitaplardan farklı bir kurguya sahip.Almanca'dan Türkçe'ye çevrilen bir kitap olduğu için içerisinde garip kelimeler var😊Kitabın konusuna gelecek olursam Gwendolyn çok değişik bir aileye sahip.Bu aile zamanda yolculuk yapabiliyor.Şimdi buradan sonra işler karışacak elimizde 2 kuzen var bunlar asıl kızlarımız  Gwendolyn ve kuzeni Charlotte herkes zamanda yolculuk yapanın Charlotte olduğunu sanıyor ve bu ihtimalle kalmayıp,Charlotte'yi her türlü gelecekte başına gelebilecek olayla bilgilendiriliyor.Fakat bir gün bir şey olur Gwendolyn ani bir yer çekilmesi ile eski bir zamana dönüyor. Gwendolyn'in bu olayı annesine söylemesi ile her şey altüst oluyor.Herkes Gwendolyn'in annesini yalanladı.Ta ki Gwendolyn gözetme altındayken yine kaybolmasaydı.İşler karıştı ve artık Gidon De Villers'in yeni eşi Gwendolyn olmuştu.Bundan sonrasını söyleyemem.Zaten spoiler vermiş oldum.Kitap Doctor Who tarzında.Çok kafa karıştıracak bir kurgusu yok zaten serinin adından anladığımız gibi 'Aşk Tüm Zamanların İçinden Geçer.'Hem macera hem de aşk güzel bir kitap boş zamanınızı güzelleştirecek bir kurguya sahip.


Serinin 2 ve 3'üncü kitabını okumaya daha zamanım olmadı.Eğer yakut kırmızıyı bitirmişseniz hemen öbür serileri de okumak isteyeceksiniz.

                       ~FİLMDEN SAHNELER~




*Safir mavi filminde bulunan bu iblis ise James kadar olmasa da çok eğlenceliydi 😊

Ve tabii ki de güzeller en sona saklanır.Kitapta çok sevdiğim kişiler arasında olan bir kişide mütevazi hayaletimiz James'tı😊

*Film bana göre çok az bir şekilde kitabı yansıtmıştı,ama yine de güzeldi.Adeta kurgu içinde kurgu oluşmuştu😄                                                                


                                                          

























































































                                  





Kitap Yorumu:Kördüğüm-Calıa Read


  Orijinal Adı:Unravel
Yazarı:Calıa Read
Sayfa Sayısı:332
Çeviren:İnci Nazlı
Yayınevi:Yabancı Yayınaları


Ilk yorumum olduğu için bir hatam varsa affola.Bu kitabın öylesine muhteşem kurgusu var ki,yazar bu kitabı öylesine güzel yazmış ki eğer bir kelime bile kaçırırsanız tekrar tekrar okumak zorunda kalacaksınız.Bu tanıtımda fazla detaya girmeyeceğim,eğer girersem bu kitabı okumayıp bu yazıyı okuyanlar çok hayal kırıklığına uğrayacaktır. Naomi şu an da bir akıl hastanesindedir. Hastaneye yatmasının nedeni en yakın arkadaşı olan Lana'nın babası tarafından tecavüze uğramasını görmesidir. En azından biz hikayenin başında böyle olduğunu sanıyoruz.Ve iki erkek başrolümüz var bunlar  Max ve Lachlan'dır. Lachlan Naomi'nin en yakın arkadaşı,Max ise onun bir şirket partisinde karşılaştığı adam. Naomi'ye hiçbir  doktor çare bulamaz. Max ve Lachlan arada sırada onu ziyaret eder .Artık Naomi'in son doktoru da Lana'ya bir teşhis koyamaz.Ta ki Dr.Rutledge gelene kadar.Bundan sonrası baya spoilera girdiği için burada kesiyorum.Kitabı okuduktan sonra birkaç dakika belki benim gibi günlerce kitabı düşünebilirsiniz. Rüyalarınıza bile girebilir. Kitabı okuduktan sonra bu kitabı okuyan biri ile konuşma ihtiyacı isteyeceksiniz  çünkü sizin anlamadığınızı o, onun anlamadığını siz anlamış olabilirsiniz.Umarım bu yazı bir işinize yarar.



Bu da ikinci kitabı ama birinci kitap ile hiç alakası yoktur.Ama Calıa Read'in kalemini beğenenlere bu kitabı önerebilirim.


Son olarak kesinlikle bu kitabı okumalısınız. Özellikle gerilim severler.